Bozcaada Mutlu Son

Bozcaada Mutlu Son

“Gitmemi istiyor musun?” “Evet. Hayır. Bilmiyorum.” Turner ellerini beline koydu ve annesine döndü. “Kalıyorum. O benim de çocuÄŸum.” Bozcaada Mutlu Son “Pekâlâ. O süre geç ÅŸu köşeye ve ayakaltından çekil.” Leydi Rudland kollarını sallayarak onu kovaladı. Miranda’yı sancılı bir kasılma daha kavradı. “Ahhh!” “O da neydi?”Bozcaada Mutlu Son  Turner kurÅŸun gibi onun yanında sona erdi. “Bu düzgüsel mi? Bunu yapması – ” “Turner, sus!” dedi Leydi Rudland. “Onu endiÅŸelendireceksin.” sonra Miranda’ya döndü ve alnına nemli bir bez parçası koydu.

“Sen ona aldırma, tatlım. Her ÅŸey son aÅŸama normal.” “Biliyorum. Ben…” Miranda nefes almak için duraksadı. “Åžu elbiseyi üstümden çıkartabilir miyim?” “Canım benim, elbette. Çok özür dilerim. Ben onu unutmuÅŸum. Çok rahatsız olmuÅŸsundur. Turner, buraya gel de bana yardım et.” “Hayır!” Miranda ÅŸiddetle baÄŸlarırdı. Turner olduÄŸu yerde kaldı, suratı buz ÅŸeklinde oldu. “kısaca, ya siz yapın veya ona yapmış oldurın, ” dedi Miranda kayınvalidesine. “kısaca ikiniz beraber yapmayın.” “DoÄŸumda konuÅŸmalar bu ÅŸekilde olur, ” dedi

Bozcaada Mutlu Son 

Leydi Rudland yatıştırırcasına. “Åžu anda saÄŸlıklı düşünemiyorsun.” “Hayır! Siz isterseniz bu iÅŸi o yapabilir çünkü o … Beni daha önce gördü. Bozcaada Mutlu Son  Veya hanım olduÄŸunuz için siz yapabilirsiniz fakat onun beni görmesini siz görün istemiyorum. Anlayamadınız mı?” Miranda kayınvalidesinin kolunu kendinden beklenmeyen bir güçle kavradı. Turner çekildiÄŸi köşede gülümsememek için kendini tuttu. “Ev sahipliÄŸini sana bırakıyorum, anne.” Turner, kahkahalara boÄŸulmamak için mümkün olduÄŸunca donuk bir sesle konuÅŸmaya çalışıyordu.

Sertçe başını salladı ve odadan çıktı. Kahkahalarını koyuvermeden önce kendisini holün yarısına kadar yürümeye zorladı. Karısının ne kadar da gülünç ve dar görüşlü etik deÄŸerleri vardı. Öte taraftan yatak odasında, Leydi Rudland, üzerindeki mahvolmuÅŸ elbisesini çıkartırken Miranda yeniden kendini yoklayan bir kasılmanın etkisiyle diÅŸlerini sıkıyordu. “Gitti mi?” diye sordu. Kafasını uzatıp içeriye bakmayacağı mevzusunda ona güvenmiyordu. Kayınvalidesi başını salladı, “Bizi rahatsız etmez.” “rahatsızlık deÄŸil, ” dedi Miranda, söyleyecek daha iyi bir ÅŸey düşünememiÅŸti. “elbette rahatsızlık. DoÄŸum sırasında erkeklere yer yok. Bu ÅŸekilde karışık ve sancılı bir ortamda, erkeklerin tek bir tanesi bile nasıl yardımcı olacağını bilmez. Bırak dışarıda oturup senin katlandığın bu eziyetli iÅŸin karşılığını nasıl vereceÄŸini düşünsün, böylesi daha iyi.”