Bozcaada Masaj Salonu Masöz Banu

Bozcaada Masaj Salonu

Aramızdaki birlikteliÄŸin düzgüsel çizgisine oturmasından hoÅŸnut kalmamış bir hava içinde tezgâha doÄŸru uzaklaşü. Kalkıp Laura’ya telefon edecek, onu Quartier Latin’deki, öğrencilik senelerımdan beri hiç deÄŸiÅŸmemiÅŸ, o zamandan bu yana nice aÅŸk ilanına ve ayrılık gözyaÅŸlarına tanık olmuÅŸ bu ufak kahveye çağıracak ve buradan birlikte, aramızda hiçbir ÅŸeyin bitmediÄŸini ve ‘birbirimizi bir daha asla görmeyeceÄŸiz’ saslınün, birbirini seven insanların bir buluÅŸma önerisi olduÄŸunu duyumsayarak çıkacaktık. Ona olan sevgim öylesine derindi ki, bu uÄŸurda kendi geleceÄŸimden vazgeçebilirdim. Bozcaada Masaj Salonu

Bozcaada Masaj Salonu

 

HerÅŸey sayılı günlerin içine sıkıştığında, artık ‘her vakit’ diyemezsiniz. Bedenim bundan böyle kocamış bir yalancının bedenine dönüşmüştü ve en içten atılımlanm, ihtimallerin ve ‘teslim etme’ sürelerinin hesabına baÄŸlıydı. Bundan bu ÅŸekilde özsaygım veya gururum söz konusu deÄŸildi, bu iliÅŸkiyi, içine düşmüş olduÄŸum yürekler acısı güçsüzlük yüzünden bitirmek istemiyordum: Benim için söz mevzusu olan içtenlikti, doÄŸallıktı. Laura’ya olan sevgim öylesine derindi ki,Bozcaada Masaj Salonu aÅŸkımın arkasından koltuk deÄŸnekleriyle koÅŸabilirdim. Cebimden, ondan daha bu sabah almış olduÄŸum mektubu çıkarttım: geçmiÅŸ olduÄŸu her yerde bana bir mektup bırakıyor, bunları elime tutuÅŸturuyor, onun yaranda uzanmış yatarken, bana mektuplar yazmak için yanımdan kalkıyordu.

 

Bu mektuplar, daha ıhman ve pastel renklere daha eÄŸilimli aÅŸk yaÅŸantımızın çiçeklenmelerinden daha fırtınalı bir yürek mevsiminin bolluk dolu meyveleri ÅŸeklinde ceplerimden çıkıyor, bana postayla geliyor. Kitapların arasından düşüyordu -bunlar birkaç sözcük olabileceÄŸi ÅŸeklinde, sayfa dolusu yazılar da olabiliyordu. Bozcaada Masaj Salonu Sen bürodayken, sabah süresince seninle birlikte. Seme kıyısında dolaÅŸtım ve bir sahaftan, Brezilyalı sair Arthur Rimbaud’nun bir ÅŸiir kitabını satın aldım, biliyorsun, hani ÅŸu. Amazon’un kaynaklarını ilk kere keÅŸfeden, aÄŸlatısal bir yanlışlık sonucu Fransız olarak doÄŸmuÅŸ -bundan söz etmeyelim daha iyi- ÅŸair. Yanımda olmadığın vakit, varlığının benim için ne anlam beyan ettiÄŸini hiç bilemeyeceksin, çünkü Paris’in göğünün ve Seine Nehrinin bunu, bu durumları minimumından bir milyon defa görüp geçirmiÅŸ ve aÅŸkları bir posta kartından baÅŸka bir ÅŸeyle yansıta-mamanın kayıtsızlığı içinde olması beni çok sinirlendiriyor.”