Bozcaada Masaj Salonu

Bozcaada Masaj Salonu

Bozcaada Masaj Salonu Çok güçlü bir kadındı. Karşısına çıkan bütün zorlukların üstesinden gelerek bir kedi gibi dört ayak üstüne, daha yani yüksek topuklu ayakkabılarının üstüne düşmeyi bilmişti. Kristy gözlerini kırparak biraz daha gözyaşı döktükten sonrasında, ‘‘Sprague’in ölümünden en kazançlı çıkan kişi Nyla, öyle değil mi?” dedi. “fakat o da kızı yahu. Tamam, aralarının iyi olmadığım çoğumuz biliyoruz. Kötü bir ilişkileri vardı. Fakat yine de babasını öldürmesi?” Kristy, Witherspoon Way takımının en yeni üyesiydi.

Idaho’da ufak bir kasabada doğup büyümüş, serüven ve — Grace ve Millicent’a anlattığı kadarıyla— koca aramak için Seattle’a taşınmıştı. Açık kahverengi saçları, sıcak bakışları ve güzel yüzüyle erdemli ve şirin bir tipi, Witherspoon müşterilerine uyan bir çekiciliği vardı. Millicent’ın aksine, Kristy ailesine düşkündü. İş dostlarına, bir çiftçiyle evlenmek istemediğini açık açık söylemiş olsa da peşinde bıraktığı o taşra hayatına karşı derin ve sonsuz bir sevgi beslediği belliydi. Ofisteki arkadaşlarını çiftlikte büyürken başından geçen gülünç vakaları anlatarak kırıp geçirirdi.

Bozcaada Masaj Salonu

Bozcaada Masaj Salonu Grace ve Millicent aralarında mevzuşurlarken Sprague’in, büyük şehirde bocalayıp duran Kristy için üzüldüğünden bahsederlerdi. Kim bilir en başta ona yanında bir iş vermesi nezaketten öte bir şey değildi. Fakat Kristy, kısa zamanda lojistik ve müşterileri etkileme konusunda müthiş bir kabiliyeti bulunduğunu göster- J ayne Ann Krentz mişti. Witherspoon Way seminerlerine talep arttıkça Sprague’in yoğun programını koordine etmek için ihtiyaç duyulan iş yükü de artmıştı. İşler o denli hareketlenmişti ki Sprague, Kristy’ye bir asistan tutmak üzereydi.

“Katil kızıysa eğer, tarihte işleri hızlandırmak isteyen ilk varis o değil derim.” dedi Millicent. “ek olarak Nyla’nın, Spraguee ne denli kızgın olduğunu tamamımız biliyoruz. Devamlı tartışırlardı. Bay mükemmel ulaştığında her şey daha da fenaye gitti, biliyorsunuz. Sprague adamdan hiç hoşlanmamıştı, bu da Nylayı daha da kızdırmıştı hatırlasanıza. Bence kendisine duracak olan mirasa konmak için elinden gelen her şeyi oluşturmaya hazırdı. Kendisini harçlığa bağladığı için babasından nefret ediyordu.” “ne yapalım, Nyla bir çocuk değil, koca bir yetişkin.” dedi Grace. “Bana soracak olursanız, kendisine duracak olan parayı daha çok beklemek istemedi.”